-
1 tahmin etmek
v. guess, estimate, conjecture, calculate, anticipate, divine, dope, dope out, extrapolate, forecast, judge, presume, put down, take stock of, suppose, surmise--------tahmin etmek (yazının uzunluğunu)v. cast off* * *1. estimate 2. forecast -
2 tahmin etmek
guman kirin--------texmîn kirin -
3 tahmin\ etmek
дога́дываться предполага́ть -
4 tahmin etmek
енэгуен -
5 tahmin etmek
to guess, to estimate, to foresee, to forecast, to reckon, to surmise -
6 doğru tahmin etmek
v. nick -
7 zamanını yanlış tahmin etmek
v. mistime -
8 bir nesnenin ağırlığını elle kontrol edip tahmin etmek
teqilandinTürk-Kürt Sözlük > bir nesnenin ağırlığını elle kontrol edip tahmin etmek
-
9 tahmin
tahmin s1) Prognose f, Voraussage f; (hava \tahmini) Vorhersage f\tahmin etmek prognostizieren, voraussagen2) Einschätzung f, Schätzung f\tahmin etmek ( kestirmek) abschätzen, schätzen, einschätzen\tahminimce nach meiner Einschätzung [o Schätzung]\tahminlere göre Schätzungen zufolge\tahmin etmek ( sezgiye dayanarak) voraussehen, ahnen, vermuten, raten; ( sezinlemek) erahnen, erraten\tahmin edemezsin! du errätst es nicht!\tahminlerde bulunmak Vermutungen anstellenyanlış/doğru \tahmin etmek falsch/richtig ratenneredeydin? — \tahmin et! wo bist du gewesen? — rate mal! -
10 tahmin
tahmin [iː] Einschätzung f; Vermutung f; Vorhersage f, Hochrechnung f;-i tahmin etmek schätzen; vermuten; vorhersagen A -
11 tahmin
а1) предположе́ние; дога́дкаtahmin bedeli — предположи́тельная (ориентиро́вочная) цена́
tahmini kıyas — гипо́теза
hava tahmini — прогно́з пого́ды
2) прики́дывание, приблизи́тельное определе́ниеgöz tahmini — определе́ние на глаз, глазоме́р
□
-ı tahmin etmek — а) предполага́ть, дога́дываться, допуска́ть зара́нее что; б) приблизи́тельно определя́ть, прики́дывать на глаз (на глазо́к)□
tahmin edildiğine göre — как предполага́лось, по всей вероя́тности -
12 tahmin
1) предположе́ние, дога́дкаtahminlerinde yanılmaz — в свои́х предположе́ниях он не ошиба́лся
hava tahmini — прогно́з пого́ды
mahsul tahminleri — ви́ды на урожа́й
2) прики́дывание, приблизи́тельное определе́ниеgöz tahmini — определе́ние на глаз
tahmin etmek — а) предполага́ть, дога́дываться; допуска́ть; б) приблизи́тельно определя́ть, прики́дывать на глаз
-
13 tahmin
"1. guess; conjecture; surmisal. 2. estimation, judging, reckoning; forecasting, prediction. - etmek /ı/ 1. to guess; to conjecture; to surmise. 2. to estimate, judge, reckon; to forecast, predict." -
14 kestirmek
(tahmin etmek) μαντεύω, μυρίζομαι, διαβλέπω -
15 kestirmek
1. حزر [حَزَرَ]Anlamı: tahmin etmek2. خرص [خَرَصَ]Anlamı: tahmin etmek3. خمن [خَمَّنَ]Anlamı: tahmin etmek4. خمن [خَمْن]Anlamı: tahmin etmek5. قدر [قَدَّرَ]Anlamı: tahmin etmek -
16 kararlamak
1. حزر [حَزَرَ]Anlamı: tahmin etmek2. خمن [خَمَّنَ]Anlamı: tahmin etmek3. خمن [خَمْن]Anlamı: tahmin etmek4. قدر [قَدَّرَ]Anlamı: tahmin etmek -
17 oranlamak
1. أحصى [أَحْصَى]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek2. احتسب [اِحْتَسَبَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek3. حسب [حَسَبَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek4. حصر [حَصَرَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek5. خمن [خَمَّنَ]Anlamı: akıl yoluyla hüküm vermek, tahmin etmek6. عد [عَدَّ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek7. عدد [عَدَّدَ]Anlamı: ölçmek, hesaplamak, hesap etmek8. قدر [قَدَّرَ]Anlamı: akıl yoluyla hüküm vermek, tahmin etmek -
18 farz
а1) гипо́теза, предположе́ние, допуще́ние; дога́дкаfarz ve tahmin etmek — предполага́ть, допуска́ть; дога́дываться
2) рел. обяза́тельное религио́зное предписа́ние3) перен. обя́занность, долг -
19 kestirmek
I vtsaçlarını \kestirmek sich die Haare schneiden lassen2) ( tahmin etmek) abschätzen, voraussehen3) ( karar vermek) entscheidennasıl başlayacağımı kestiremiyorum ich kann nicht entscheiden, wie ich anfangen soll4) ( anlamak) verstehen5) ( sütü) ansäuernII vi dösen, ein Schläfchen machen
См. также в других словарях:
tahmin etmek — 1) yaklaşık olarak değerlendirmek, oranlamak 2) kestirmek Herhangi bir milletten bir elçilik memuru görsem derhâl mesleğini tahmin ederim. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahmin — is., Ar. taḫmīn 1) Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama 2) Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme 3) Önceden kestirilen, düşünülen şey Tahminlerinde yanılmaz. Birleşik Sözler hava tahmini Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHMİN — (Hamn. dan) Aşağı yukarı bir fikir söylemek. İhtimallere dayanan düşünce. Zayıf delil ile hüküm ve kıyas etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kaynanalık etmek — 1) kaynana geline veya damada kötü davranmak 2) bir yakınına gereğinden çok karışmak Sessizliğine, yumuşak başlı görünüşüne karşın, onun biraz kaynanalık edeceğini ben de tahmin ediyordum. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAZR — Bir şeyi takdir ve tahmin etmek, nazar ile tahmin etmek. * Çehresini ekşitip çirkin olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
oranlamak — i 1) Ölçmek, hesaplamak, hesap etmek 2) Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak hüküm vermek, tahmin etmek 3) Karşılaştırmak, kıyaslamak 4) i, le Eşit tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HEVR — Birisini itham etmek, töhmet. Zan. Takdir ve tahmin etmek. * Binayı yıkmak, yıkılmak. * Sulu, ağaçlı yer. * Koyun sürüs … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
altı üstü — is. 1) Değerini tahmin etmek amacıyla söylenen söz 2) sp. Futbol maçında bahse konu olan takımların atacağı belirli bir gol sayısının altında kalma veya üstüne çıkma tahminini yapmaya dayanan oyun … Çağatay Osmanlı Sözlük
kararlamak — i Ölçü ve tartıya dayanmaksızın, gözle oranlayarak hesaplamak, tahmin etmek Şöyle bir hedefi kararladı ve tetiği çekti … Çağatay Osmanlı Sözlük
kestirmek — i 1) Kesme işini yaptırmak 2) Akıl yolu ile gerçeğe yakın bir yargıya varmak, tahmin etmek Ben bu kadar şeyi kestiremez miyim? M. Ş. Esendal 3) Kesilmesini sağlamak, kesilmesine yol açmak Bebeğin sütünü limon sıkarak kestirdi. 4) Karar vermek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
söylemek — i 1) Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim. R. N. Güntekin 2) Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar. S.… … Çağatay Osmanlı Sözlük